Blog

Blog

Antrenoryum Çünkü Sporu Seviyorum
15 Ocak 2022

Genç İşsizliği ve Spor


Ülkemizde işsizlik ile ilgili olarak veri toplayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) işsizliği''referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan (kar karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiçbir işte çalışmamış ve böyle bir iş ile bağlantısı olmayan) kişilerden iş aramak için son üç ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan tüm kişiler işsiz nüfusa dahil edilmiştir'' diyerek açıklar.

İşsizlik, çalışma yeteneğinin bulunmasına ve sürekli iş aramasına rağmen iş bulamayan bireylerin durumudur. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ölçütlerine göre ise; hem ücretli hem de kendi hesabına işi olmayan ya da halen ücretli veya kendi adına çalışmaya hazır olan veya faal olarak iş arayan herkes işsizdir. ILO, Birleşmiş Milletler, OECD ve benzeri kuruluşlar 15-24 yaş arasındaki kişileri genç olarak kabul etmektedir. Ancak sınıflama kültürel, kurumsal ve politik faktörlere göre ülkeden ülkeye değişir. Endüstrileşmiş ülkelerde yaşın üst sınırı değişmesine rağmen, alt sınır genellikle zorunlu eğitim çağının sona erdiği yaşa göre değişmektedir. İngiltere'de genç istihdamı politikaları 16-18 yaş grubunu kapsarken, İtalya'nın kuzeyinde 14-29, Güney İtalya'da ise 14-32 yaş gruplarını kapsamaktadır. Ülkemizde TÜİK verilerine baktığımızda genç yaş aralığı 15-24 olarak sınırlandırılmıştır. Bu durumda bu kişilerin karşı karşıya kaldığı işsizlik ise genç işsizliği olarak adlandırılmaktadır.

Ülkemizde 15-24 yaş arasındaki genç nüfusun işsizlik oranları incelendiğinde yetişkin işsizliğine göre daha yüksek oranlarda gerçekleştiği görülmektedir. Bu durum bazı istisnalar hariç dünya genelinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de gözlemlenmektedir. Dünya genelinde 15 yaş üstü çalışma çağındaki gençler nüfusun %25'ini oluşturmakta fakat toplam işsizlik içindeki oranı ise %40 seviyesindedir. Ülkelerin 14 çoğunda genç işsizlik oranları yetişkin işsizlik oranlarına göre daha yüksek oranlarda seyretmektedir.

Küreselleşmenin de etkisiyle günümüzde genç işsizlik yetişkinlere oranla üç kat, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde ise dört katına kadar yükselmiştir. Genç işsizlik oranlarının yüksek düzeylerde olması iş piyasası ve potansiyel ekonomik büyüme üzerinde uzun dönemde olumsuz etkiler yaratacağı kısa dönemde ise genç işsizlerin istihdama katılmasının zor olacağı ifade edilmektedir.

Genç işsizliğin nedenlerinden bahsederken, ilk olarak gençlerin işten ayrılmaya daha yatkın oldukları ileri sürülmektedir. Gençler ilk iş tecrübelerinde iş beğenme aşamasında, çeşitli işleri deneyerek kendilerine en uygun işi bulmaya çalışmakta ve de daha düşük ücret almaya eğilimli oldukları için ve genelde ailelerini destekleme ihtiyacı duymadıkları için iş değiştirebilmektedirler.

ABD' de 16-25 arasındaki gençlerin 7-8 arası iş değiştirdikleri ifade edilmektedir. Gençlerin sık iş değiştirmeleri, 15 işsizlik sürelerinin artmasına neden olmaktadır. Fakat gençlerin genelde düşük kaliteli işlerde istihdam edilmelerinin, iş değiştirme oranları üzerinde etkili olabileceği dikkate alınmalıdır.

İşsizlik birçok sektörde baş gösterdiği gibi sporu da derinden etkilemektedir. Spor sektöründe antrenörler, spor yöneticileri, rekreasyon uzmanları, beden eğitimi öğretmenleri, spor gazetecileri, spor pazarlama uzmanları, profesyonel futbolcular, diğer spor dallarındaki sporcular, masörler, menajerler, kondisyonerler, animatörler, plates eğitmenleri, yetenek avcıları gibi uzmanlık alanları bulunmaktadır. Futbolda ve amatör spor dallarında çeşitli iş imkanları olsa da bu işler sosyal güvence açısından eksik durumdalar. Günden güne yeni uzmanlık alanları ortaya çıksa da fakültelerden mezun olan öğrencilerin istihdamı konusunda sıkıntılar devam etmekte.

Spor fakültelerinde eğitim hayatını sürdüren öğrenciler fitness merkezlerinde, yaz ve kış spor okullarında rahatlıkla iş bulabilirken okullardan mezun olduktan sonra sağlam ve sürekli bir işe girme konusunda sıkıntı yaşamaktalar. Okullardan mezun olan veya olacak gençlerin iş dünyasına hiç hazır olmadığını düşünüyorum ki bu durumun spordaki işsizliği büyük oranda etkilediğine inanıyorum. Bunun nedeni olarak verilen eğitimin halihazırdaki uzmanlık alanlarının günlük hayattaki işleyişleri ile epey alakasız olmasını görüyorum. Türkiye'deki spor yöneticiliği bölümlerinin müfredatlarını incelerseniz eğer ABD'deki spor bölümlerinin müfredatı ile oldukça paralel olduğunu göreceksiniz. Amerika'da spor kurumları şirketleşmiş ve ticari birer firma mantığıyla ilerlemektedir. Spor pazarlaması konusunda oldukça iyi durumdalar ve tamamen işletme mantığıyla kar ve zarara odaklanmışlar. Bu nedenle müfredatın daha soyut olmasını ve teorilere odaklanmasını doğal buluyorum. Çünkü tıkır tıkır işlemekte olan somut işletme modelleri mevcut. Ancak ülkemizde buna çok uzak bir tablo var iken direkt olarak Amerika'daki eğitim modelinin benimsenmesini yanlış buluyorum. Okullarda daha uygulamaya ve işleri çıplak ellerimizle yürütmeye yönelik bir yaklaşım izlenirse kendimize ait bir sistem oturtabileceğimizi ve bunun ülkemize daha uygun olacağını düşünüyorum. Stajların daha yoğun olması veya pazarlama derslerinin önemli şirketlerle iş birliği halinde yapılması gibi ufak dokunuşlarla böyle bir yaklaşım inşa edilebilir.

Ülkemizde spor kulüplerinde ve kuruluşlarında yöneticilik yapan kişileri incelersek eğer sporla ilgili olmasa da alanlarında başarılı ve nüfuz sahibi kişiler olduklarını göreceğiz. Çünkü ülkemizde yöneticilerden elini taşın altına koyması ve maddi katkılar sunması beklenir. Takdir edersiniz ki okulundan yeni mezun olan bir gencin böyle bir güce, çevreye sahip olması imkansızdır. Sonuç olarak da ülkedeki sporu, sporla alakası olmayan kişiler yönetir.

Sporu bilen ve belli mevkilere gelebilmiş kişiler ise nadir görülmekle birlikte, ya kendilerini gerçekten çok iyi geliştirip birçok donanıma sahip olmuşlardır ya da paragrafın başında bahsettiğim o nüfuz sahibi insanları tanımaktadırlar ve ülkemizde her alanda olduğu gibi referansla iş başı yaparlar. Çözüm olarak tek yapabilecek şey ise kendimizi geliştirmeye durmadan devam edip, sistemi değiştirebilecek pozisyonlara gelmeye çalışmak olacaktır. Bunu yaparken sisteme ayak uydurmakta gerekebilir.

Eski çağlardaki bilim bugünkü gibi birçok parçaya ayrılmamıştı. Ünlü düşünürlere ve bilim adamlarına baktığınızda, bir kişi hem matematikte hem coğrafyada hem de tıpta derin bilgi birikimlerine sahip olabiliyordu. Çünkü alınan eğitim bütünsel bir yaklaşıma sahipti. Günümüzde ise bilimler birçok alana ve o alanlar da kendi içinde bir sürü bölüme ayrılmış durumda ve uzmanlaşma hat safhada. Öyleyse neden eksik istihdam bu kadar yaygın durumda? Eğer alanın dışındaki biri sporu yönetecekse bu kadar uzmanlaşmaya ne gerek var? Bu ve bunun gibi sayısını kolaylıkla arttırabileceğimiz soruların, özellikle ülkemizin ve çağın işsizlik, istihdam sorunlarına dikkat çekmekte olduğunu düşünüyorum.

MUHAMMED YUSUF AYDIN

KAYNAKÇA

1. Ataçocuğu M.Ş., Zelyurt M.K. (2017). Spor Bilimleri Fakülteleri Mezunlarının İşsizlik Deneyimleri Üzerine Nitel Bir Araştırma. Sportif Bakış: Spor ve Eğitim Bilimleri Dergisi.
2. Taş H.Y., Küçükoğlu M., Demirdöğmez M. (2018). Türkiye'de Genç İşsizliği Sorunu ve Alternatif Çözüm Önerileri. Emek ve Toplum.
3. Akgün M. (2019). Türkiye'de Genç İşsizlik Sorunu ve Bu Sorunun Çözümüne Yönelik İstihdam Politikaları.
Genç İşsizliği ve Spor