Fiziksel Açıdan Espor

Esporun bazılarınca spor olarak görülmemesinin en büyük nedenlerinden biri fiziksel açıdan sporu spor yapan ögeleri içermediği düşüncesidir. Sonuçta bir tuval ressamın sanatını icra etme aracı ise sporcunun bedeni de bu işlevi görmektedir. İnsanın bedenini eğittiği ve geliştirdiği, estetik anlamda mükemmele ulaşmaya çabaladığı bir sanattır spor. Espor hakkında Finlandiya'da yapılan bir araştırmayla espor oyuncularının da sanılanın aksine fiziksel gelişimleri adına bir antrenman programı uyguladıklarını belirtmiştik. Yine bu araştırmada espor oyuncularının spor yapma nedenleri incelendiğinde katılımcıların %47'si genel fiziksel sağlıklarını geliştirmek adına spor yaptıklarını belirtmektedirler. Sadece %9'u esporda daha iyi bir duruma gelmek için düzenli egzersiz yaptıklarını belirtmişlerdir. Bu durum, kendilerine sorulan fiziksel kapasitenizin espordaki performansınızı etkilediğini düşünüyor musunuz sorusunda sadece %30'unun evet yanıtını vermesini destekler nitelikte. Bu araştırmalar yapılan egzersizin espor aktivitesine katkısı olup olmadığı konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Bunun dışında espor aktivitesinin kendisinin fiziksel anlamda vücudumuzla ne gibi etkileşimleri var bunu biraz daha detaylı inceleyelim.

Esporun vücudumuzla fiziksel etkileşimi anlamında en göze çarpan şey gözümüzün hareketleridir. Almanya'da Köln Spor Üniversitesinde profesör olan Ingo Froböse 2016 yılında hem profesyonel hem de amatör esporcularla ilgili yaptığı araştırmada, profesyonel esporcuların amatör oyunculara göre ekranın tamamı yerine belirli bölümüne odaklanmayı başarabildiklerini gözler önüne serer ki bu durum yıllar boyu süren çalışmaların ve alıştırmaların sonucudur. Bu anlamda sporcuların geçtiği fiziksel hazırlık sürecine bir benzerlik söz konusudur. Yine aynı araştırmada Frobose espor atletlerinin motorik becerilerini ne kadar çalıştırdıklarına dair yapılan araştırmadan etkilendiklerini belirtmektedir. Profesyonel esporcular dakikada 400 mouse ve klavye hareketini gerçekleştirebildikleri keşfedilmiştir. Bu sayı normal bir insanın ortalamasının dört katı büyüklüğündedir ve bu hareketler incelendiğinde, hareketlerin asimetrik doğası gereği beynin birçok bölümünü aynı anda aktif hale getirdiği gözlemlenmiştir. Bu derecedeki el ve göz koordinasyonunu masa tenisi dahil hiçbir sporda gözlemlemediklerini söyler Froböse.

Espor turnuvalarında oyuncular dışarıdan gözlemlendiklerinde klavyeye gömülmüş vaziyette rastgele birçok tıklama yaptıkları düşünülebilir ancak durum kesinlikle böyle değildir. Counter Strike ve League of Legends gibi popüler espor oyunlarından örnek vermek gerekirse gerekli motor becerilerin dışında büyük bir taktiksel savaşta meydana gelmektedir. Oyuncular maçın her anında takım arkadaşlarıyla iletişim halinde kalarak rakibi alt edebilmenin yeni stratejilerini geliştirmektedirler. Bu konuda yine Froböse'nin esporun zihinsel gereklilikleri adına yaptığı araştırmada, oyuncuların vücutlarının strese karşı gösterdiği tepkiyle ilişkili olan kortizol hormonunu ölçmüşlerdir. Ortaya çıkan sonuçlarda üretilen kortizol miktarının yarış arabası sürücüleriyle aynı miktarlarda olduğu görülmektedir. Buna ek olarak bir espor oyuncusunun nabzının bazı durumlarda bir maraton koşucusu gibi dakikada 160-180 kalp atım sayısına çıktığı göze alındığında esporun diğer sporlar kadar fiziksel bir gerekliliğe sahip olduğu söylenebilir.

Motor beceriler açısından durum her ne kadar benzerlik gösterse de bugün espor oyuncularının beslenme ve belli başlı egzersizlerin önemi konusunda bir sporcunun yaklaşımına sahip olmadığı da göze çarpmaktadır. Örneğin bütün iskelet sistemini destekleyecek omuz ve boyun kaslarının gelişimi rekabet eden bir esporcu için çok önemli olmasına karşın esporcular arasında bu anlamda henüz bir bilinç oluştuğu söylenemez.